window.dataLayer = window.dataLayer || []; function gtag(){dataLayer.push(arguments);} gtag('js', new Date()); gtag('config', 'UA-97449037-2');
Prof. Dr. Rukiye Eser Öztaşcı Gültekin
ss. 104. (2.Baskı). ISBN:978-975-18-0139-5, Türkçe (Bilimsel Kitap)
Publication year: 2013

Özsöz

İzmir, yüzyıllar boyunca çeşitli dönemleri yaşamış bir kent olarak tüm dönemlerin izlerini taşımaktadır. Bu dönemlerden biri de, her geçen gün yitirdiğimiz İzmir’in Osmanlı Dönemi’dir. Tarihi Kemeraltı Bölgesi de, Osmanlı Dönemi eserlerinin yoğun olduğu bir bölgedir. Bir İzmir’li ve İzmir sevdalısı olarak en sevdiğim bölgelerden biri olmanın yanı sıra, 1980’li yılların başında Restorasyon Anabilim Dalında Yüksek Lisans yaptığım esnada değerli hocam rahmetle andığım Prof.Dr. Sayın M.Ümit SERDAROGLU ile birlikte, 1980’li yılların sonlarında Doktora yaptığım dönemde değerli hocam Prof.Dr. Sayın Rahmi Hüseyin ÜNAL ile alan çalışmaları yaptığımız bölge olduğundan her yerini karış karış bilmenin ötesinde paylaştığımız anılarımız da vardır. 2000’li yılların başında ise İzmir Konak Belediyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Prof.Dr. Sayın Tayfun TANER başkanlığında ortaklaşa yürüttüğü “Tarihi Kemeraltz Bölgesi Koruma Amaçlı İmar Planı” çalışmasında Taşınmaz Kültür Varlıklarının tesbit ve tescili konusunda hem Danışmanlık yapmış, hem de tescil fişlerini doldurmuştum. Çalışmalarım sırasında bu bölgedeki Osmanlı Dönemi eserlerine pek önem verilmediği, ilgisizlik nedeniyle her geçen gün yıkılıp, yok olduğu ve amaçları dışında işlevlendirildiği, özellikle çeşmelerin pek çoğunun günümüzde fonksiyonunu yitirmesi nedeniyle kaderine terkedildiği dikkatimi çekmiştir.

Oysa İzmir kenti, su yapılarıyla da önemli bir yere sahiptir. Bu bölgedeki su mimarisinin en sanatsal yapılarından, hayır amaçlı inşa edilen çeşme, sebil ve şadırvanlar Osmanlı Döneminin en zarif eserlerini oluşturmaktadır. Osmanlı Dönemi su mimarisinin zenginliği ve çeşitliliği, muhtemelen Türk-İslam kültüründe suya ve temizliğe verilen önem nedeniyledir. İzmir’ deki çeşmeler, yapıldıkları dönem özelliklerine göre farklılıklar göstermektedir. Bu çalışmada; Osmanlı Dönemi su yapılarından sadece çeşmeler ele alınarak, İzmir Kemeraltz Bölgesindeki Osmanlı Dönemi Çeşmeleri incelenmiştir. Bu konuda yeterli ve ayrıntılı bilgi, belge, doküman ve ayın bulunmaması da beni çeşmeler üzerinde çalışmaya sevketti. Konu ile ilgili çalışmalarım sırasında her türlü bilgi, belgeyi toplamaya ve değerlendirmeye çalıştım. Tarihi Kemeraltı Bölgesini gezerek çeşmelerin fotoğraflarını çekmenin yanı sıra, rölöve projelerini çizebilmek için eskizlerin üzerinde gerekli ölçüleri aldım. ”İzmir Kemeraltı Bölgesi’ndeki Osmanlı Dönemi Çeşmeleri”ni konu alan bu calısma 6 ana bölümden oluşmaktadır. “Giris”ten sonraki ilk bölümde, İzmir kentinin Antik çağlardan günümüze dek tarihçesi kısaca özetlenmeye çalışılmış ve geçmişten günümüze İzmir Kemeraltı Bölgesi anlatılmıştır. “ill.Bölüm”de çeşme kavramının yanı sıra, İzmir Kemeraltı Bölgesindeki Osmanlı Dönemi Çeşmeleri’nin daha sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi için çeşme mimarisinin tarihsel gelişimi Osmanlı Dönemine değin irdelenmiştir. Daha sonra “N.Bölüm”de İzmir Kemeraltı Bölgesi’ndeki Osmanlı Dönemi Çeşmeleri’nin kataloğu yapılmıştır. Katalogda yer alan 36 adet çeşme; yeri, mimari ve süsleme özellikleri, korunma durumu ve tarihlendirme bağlamında ayrıntılı bir şekilde tanıtılmaya çalışılmıştır. “V.Bölüm”de ise bölgenin ve söz konusu çeşmelerin özelliklerine kısaca değinilmiş, İzmir Kemeraltı Bölgesi’ndeki Osmanlı Dönemi Çeşmeleri; mimari özellikleri açısından cephe düzenine ve bulundukları yere göre, korunma ve kullanım durumları, malzeme ve yapı elemanları (üst örtü, ayna taşları/musluk taşları, lüle/musluk, tas nişi, yalaklar, sekiler, su depusu/su haznesi ve kitabeler) bağlamında ele alınmış, ayrıca süsleme özellikleri de irdelenerek, kendi içlerinde ve benzer örneklerle karşılaştırılmıştır.

 Kitap çalışması yapmak kolay değildir, özveri ister. Bir çalışmanın güzelliği, ancak iyi bir sunumla ortaya konabilir. Bu konuda düzenlemiş olduğu Uluslararası Sempozyumlar ve birbirinden güzel basılmış sempozyum kitapları ile bizlere her zaman örnek olan, benim de kendilerini bilim insanı olarak örnek aldığım ve bu çalışmamın basım aşamasında yardımlarını ve desteğini gördüğüm değerli hocam Prof. Dr. Sayın Oktay BELLİ ve ailesine en içten sevgi ve şükranlarımı sunarım.
İzmir’ deki alan çalışmalarım sırasında bana destek olan ve yardımlarını esirgemeyen değerli Tarih Öğretmeni, araştırmacı-yazar Sayın Ozan SEMERCİ’ nin yanı sıra, fotoğraf çekimlerinde bana yardım eden sevgili öğrencim, başarılı Heykeltıraş Sayın Behçet AKTAŞ’ a, daha önce elle yapmış olduğum çizimleri AutoCAD programı ile bilgisayar ortamına aktaran Mimar Sayın Dinara RAHMANOV A ve eşine sonsuz teşekkürlerimi iletirim.

Kaydet

Kaydet